İnsanları Kafeye Çeken Havalı Bir Barista Olabilmek İçin 5 Taktik

Yazan ozcan 04/04/2020 0 Yorum Yap

İnsanları Kafeye Çeken Havalı Bir Barista Olabilmek İçin 5 Taktik

 

Merhaba parlak fikirler okurları! Yeniden yepyeni ve capcanlı bir konu ile karşınızdayız. Konumuza lök diye girmeden önce hemen bir açıklama yapalım. Ya bu ”barista” da nedir diye sorduğunuzu duyar gibiyiz zira. Tamamen yabancı bir kelime olan barista, aslında çok tanıdık bir anlama geliyor. Barmen kelimesini hepimiz biliriz. İşte barista, bu barmen kelimesinin alkolsüz versiyonu. Kimi yerlerde kahve sanatçısı olarak da geçiyor.

 

Barista, kahvenin gurmesi demektir bir yerde. Kahvenin pişip kıvamı bulması ilk görevidir baristanın. Bir baristayı barista yapan kahve kültürünü A’dan Z’ye bilmek; kahve çekirdeklerini coğrafya coğrafya tanımaktır. Hani tabiri caizse bir baristanın gözlerini bağlayın; önüne herhangi bir ülkenin kahvesini getirin. Kokusundan ya da bir yudum alarak o kahvenin hangi ülkeye ait olduğunu bilir. Bunun birçok örnekleri var. O nedenle abarttığımızı ya da sanatsal bir kaygıyla mübalağa yaptığımızı sakın düşünmeyin.

Kahve içmenin basit bir alışkanlıktan çıkıp bir kültüre dönüşme serüveninde baristalar ayrı bir meslek dalı olarak iş yaşamına atılmış durumdadır artık. Barista, İtalyanca bir kelimedir ve meslek olarak çıkışı da İtalya topraklarındandır. Ancak giderek küreselleşen bir dünyadayız. Bu nedenle barista İtalya’da doğsa da çok geçmeden Avrupa’da ve dünya çapında yayılmaya başlanmıştır. Bunun özel bir eğitim süresi ve diploması da vardır ki bunu yeri gelince zaten açıklayacağız.

Ana konumuzun ana maddelerini sıralamadan önce barista mesleğinin doğma nedenlerini, yani kahve kafelerin ve kahve içme kültürünün bu kadar hızla yayılmasının belli başlı sosyolojik nedenlerini açıklayalım. Böylece konuya çok daha vakıf oluruz.

 

Barista kelimesini de açıkladığımıza göre gönül rahatlığıyla yazımızda ilerleyebiliriz. Parlak fikirler olarak mümkün olduğunca açık ve anlaşılır yazılar kaleme almaya devam edeceğiz. Anlamadan iş olmaz; sırf yazmış olmak için yazmak da bize yakışmaz.

Dünyada Kahve Kültürünün Bu Kadar Yaygınlaşmasının Başlıca Sebepleri Neler? 

  • Önceden hepimizin bildiği üzere bir kafeye gidildiğinde, ister tek başımıza, ister arkadaş topluluğuyla, ister sevgiliyle şöyle bir diyalog cereyan ederdi.

– Biz iki kahve alalım – Neskafe mi Türk kahvesi mi?

 

90’larda kahve içmeye yeni yeni alışmış bir toplumuz biz. Annelerimizin iki fincan üst üste içsek, o kadar içme midene dokunur, o kadar içme akşam uyuyamayacaksın uyarılarına maruz kalırdık. Kahve, en başta zararlı bir şeydi. Çay gibi değildi. Akşam bir galon dolusu çay demlenir, onar onar içilirdi. Ama kahve, Amerikan icadıydı. Tadı da öyle ahım şahım değildi hani. İşte bunlar hep algının oluşturduğu temel önyargılardı.

 

  • 2000’lere geldiğimizde ise işin rengi ve kahvenin türleri gelişerek değişmeye başladı. Kapüçinolar, Expressolar havada uçuşmaya başladı. Özellikle reklam sektörünün gelişmesiyle bunun bir paralelliği söz konusu. Evet yanlış duymadınız, kendisinden tamamen alakasız bir meslek dalı; başka bir meslek dalının doğup gelişmesini sağladı. Önce dolaylı olarak sonra doğrudan. Reklamcılar, yazarlar, karikatüristler ellerinden düşürmedikleri kahve fincanlarıyla bir ekol oluşturdu. O ekol, medyatik düzlemde yeni bir çağın başlatıcısı oldu.

 

  • Peki biz bu kahve kültürünün oluşmasını nasıl bu kadar hızlı benimsedik. Tabii ki medya yoluyla. Medyanın gücü burada da devreye girdi. Kahve reklamları aldı başını gitti. Yerel lezzetlerin yanına evrensel lezzetler eklendi. Uğrak yeri haline getirdiğimiz kafelerde başka başka kokulu kahveler pişmeye ve menülerde sergilenmeye başladı. İzlediğimiz filmlerde herkes deli gibi kahve içmeye başladı.
 

Sonuç? Sonuç kahve kafeler çoğaldı ve barista adlı tamamen yeni bir meslek dalı oluştu. Şimdi başarılı ve havalı bir barista olmanın ve çalıştığımız dükkanı hareketlendirmenin zamanı! Kahveler soğumadan yazımızın ana konusuna geçelim.

İşini keyifle yapan bir barista

İnsanları Kafeye Çeken Havalı Bir Barista Olabilmek İçin 5 Taktik

  • Barista eğitimleri almak. Bu tür eğitimlere nereden başvuru yapılabağını internet ortamından çok rahat öğrenebilirsiniz. Bu tarz kursların bedeli 500 liradan başlayıp 650 liraya kadar çıkmaktadır. Birazcık paraya kıyarak çok kısa bir sürede barista olup işinizde yükselebilirsiniz. Çok kısa bir süre derken neyi kastettiğimizi merak ediyorsanız hemen cevaplayalım: Bu eğitimler maksimum 3 gündür. Kimi yerlerde sadece 1 gün süren eğitimler vardır. 1 günlük eğitimden sonra sertifikanızı alır ve kendinizi kayıtlı bir şekilde barista ilan edebilirsiniz. Böylece kahve kültürünü sadece içerek değil, bilerek, benimseyerek ve keşfederek yaşamış ve dolayısıyla kafeye gelen müşterilerinize yaşatmış olursunuz.
 

Konumuzla ilgilendiğimizi biliyoruz sevgili parlak fikirler okurları. Bu nedenle ekstra Daha çok kahve satabilmek için 5 süper taktik adlı makalemizi buraya bırakıyoruz ve şimdiden iyi okumalar diliyoruz. ????

 

  • Tarz bir giyim ve konuşma tarzına sahip olmak: Bir barista sadece kahve kültürüne değil diğer sosyolojik ve toplumla iç içe yaşanacak kültürlere hakim olmalıdır. Merhaba hoş geldiniz demenin bile bir tınısı, bir enerjisi vardır. O tınıyı o enerjiyi yakalayıp karşı tarafa hissettirmek, tabiri caizse müşterinin ayağının dükkana alışması demek olacaktır. Konuşmanın ne kısası ne uzunu makbuldür. Bu derecelendirmeyi ve ayarlamayı kendi öz benliğinizle ve kültürel kimliğinizle yapacağınıza eminiz. Yeter ki frekansı tutturun.

b3

”Sevgi” ile yapılan kahveler

  • İnsanlarla gerektiği kadar muhabbet içinde olmayı bilmek. Bazı barmenler ve baristalar tutup müşterilerle maç muhabbeti yapar. Masada 6 kişi vardır ve o biriyle sıkı bir muhabbete dalar. Sanar ki bak ne güzel müşteriyi kafaladım artık hep buraya gelecek. Halbuki yanılır. Çünkü masadaki diğer 5 kişiye bu muhabbetten gına gelmiştir. Kişi karşı tarafı sıktığını bilemiyor, göremiyorsa düpedüz rahatsız edicidir. Bu türden rahatsız edici etkiler uyandırmak ise hem müşteriyi kaçırmak olur hem de o kafedeki pozisyonunuzu sarsar. Samimi olacağım derken zevzeklik batağına saplanmayın. Muhabbet kuracağım derken kapalı monologlarda insanları sıkmayın. Her şeyin bir sınırı bir ayarı vardır. Sakın unutmayın.

 

  • Güncel konulardan dem vurarak kahve servisini yapın. Güncellik her zaman sıkı bağlar oluşturur. O gün ülkede ya da şehirde patlak veren bir olaya dair yapılacak bir yorum, kahvenin sosu olan muhabbeti canlı kılacaktır. İşte yapmanız gereken muhabbetin albenisi burada ortaya çıkacaktır. Tutup da maç muhabbeti yapmak yerine herkesi ilgilendiren ve gündemi meşgul eden konularla ilgili sorular sormak ya da küçük yorumlar yapmak ortak kader birliği doğuracaktır. Bu kader birliği ile birlikte yabancılaşma ortadan kalkacak; kahvenin sağladığı ortaklık duygusu kafe çalılanları ve kafe müşterileri arasında sönmemek üzere parlayacaktır. Parlaklık sizinle olsun. Aman siz yine de fazla göz kamaştırmayın. Işığın fazlası da zararlıdır.

 

  • En az pişirdiğiniz ve sunduğunuz kahveler kadar güzel kokmayı bilin. Güzel kokular her zaman müthiş bir hoş geldin çağrısıdır. Kadın olsun erkek olsun bir barista güzel kokmayı bilmeli, kahvenin güzel kokmasına ek olarak kendi kokusunu müşterilere hissettirmeyi bilmelidir. Çoğunlukla ayakta ve yoğun çalışacaksınız. Bu nedenle ter kokusuna karşı her daim önlemli olun. Gerekirse yanınızda birkaç tane yedek iş kıyafeti bulundurun. İş için iş yeri için ayrı bir deodarant ve parfümünüz bulunsun. Müşterilerin burun delikleri sızlarsa, sizin de o kafedeki yeriniz sarsılabilir. Bir barista her daim olumlu anlamda sarsıcı olmayı bilmelidir.

YAZAR : Yusuf ERASLAN